Tin Suresindeki Meyveler
Tin Suresi ve Kur’an-ı Kerim
“Tin” kelimesi Arapçada incir ağacı anlamına gelmektedir. Sure, incir ağacına yemin ederek başladığı için bu ismi almıştır. Sure, Buruc Suresinden sonra Mekke şehrinde indirilmiştir ve toplamda 8 ayetten oluşmaktadır. Surede, sırasıyla 4 şeye yemin edilmektedir. Bu sure de diğer sureler gibi son derecede önemlidir. Yeminlerden sonra surede, Allah’ın, insanı, yarattıklarının en şereflisi kıldığı belirtilmektedir. Ayrıca insanın, şerefli, akıllı ve faziletli varlık olmasından dolayı ona bazı sorumluluklar yüklediğini ve ahret gününde bu durumlardan dolayı insanların hesaba çekileceğini de anlamaktayız. Tin suresindeki meyveler niçin önemli bunu da açıklayacağız.
Tin Suresi Anlamı
1- Andolsun o incire, o zeytine,
2- Sinin (Sina) dağına
3- ve bu güvenli beldeye ki,
4- Biz insanı en güzel biçimde yarattık.
5- Sonra da çevirdik aşağıların aşağısına kaktık.
6- Ancak iman edip yararlı işler yapan kimseler başka; onlar için kesilmez bir mükafat vardır.
7- O halde artık sana dini ne yalanlatabilir?
8- Allah hakimlerin hakimi değil mi?
Tin Suresi Tefsiri
Allah kendisinin sanat, ilim, kudret sıfatlarını gösteren yaratılmışlardan dört önemli şeye yani insanın maddîyatlı gıdalarından olan zeytin ve incire; manevi gıdalarından olan vahiy gelen Sina Dağına ve emin yer olarak kabul edilen Mekke şehrine yemin etmiştir. Bu yemin edilenlerle sonucunda insanı en mükemmel ve şerefli şekilde yarattığından da bahsetmiştir. İnsana hem ruh hem zihin hem de beden olarak güzellikler ve sorumluluklar yüklediğinden bahsetmiştir. Sorumluluklar yüklemesinin sebebi, insanın bunları taşıyabilecek kapasitede olması; güzellikler yüklemesinin sebebi ise insanın bunları bedeninde ve ruhunda taşıyabilecek kapasitede olmasıdır.
Din alimleri sureleri farklı şekillerde yorumlasalar da hepsinin esası aynıdır. Bir din aliminin görüşüne göre zeytin ve incir kelimeleri zeytin ve incir ağaçlarının en çok bulunduğu Filistin ve Suriye’yi temsil etmektedir. Ayrıca Kur’an’da adı geçen peygamberlerin neredeyse hepsi de bu topraklarda yaşamıştır. Ayrıca peygamberler bu topraklarda tebliğlerde bulunmuşlardır. Bu sebeple bu ağaçlar, peygamberlerin, haliyle dinin sembollerindendir.
Sina dağı olarak geçen dağın da verimli, çok ağaçlı topraklar olarak bilinen dağı ifade ettiği biliniyor. Mekke ise güvenilir şehir anlamındadır. Çünkü İslam’dan önce ve İslam’dan sonra bu şehir barış şehri olarak anılmıştır.
Tin Suresindeki Meyveler Neler?
Kur’an’da birçok meyve geçmektedir. Kur’an’ın insan ruhuna faydalı olduğu bilindiği gibi ismi geçen meyvelerinde insan sağlığına faydalı olduğu bilinmektedir.
Tin Suresindeki meyveler, bir gün Esat Başaran isimli bir kişinin dikkatini çekti. Esat Başaran, oldukça kilolu biriyken ve birçok diyet denemiş ve kilo vermeyi başaramamışken Tin Suresindeki meyveler ile diyet yapmayı denemiştir. Başarılı da olmuştur. Esat Başaran diyet hikayesini şöyle anlatıyor:
“Bir gün Kur’an’ı incelerken Tin Suresinin 4 şey üstüne yemin ettiğini fark ettim. İncir ve zeytin tamamdı ama Sina Dağı ve Mekke şehri tam bir muammaydı. Sonra bu şehirlerin neyiyle ünlü olduğunu araştırdım. Sina Dağında üzerlik otu, Mekke şehrinde ise hurmanın ünlü olduğunu öğrendim. Hurmanın zaten birçok faydası biliniyor. Şekeri düzenlemede, kiloyu düzenlemeye yardımcı olmada ayrıca doyurucu olmasıyla biliniyor hurma. Üzerlik otu ise genelde insan ruhuna ve sinirine iyi gelen ilaçlarda, antidepresan gibi ilaçlarda kullanılıyor. Bu yüzden üzerlik otunun da insan vücuduna iyi geleceğini düşündüm. Yemin edilen bu 4 maddeyi bir kasede karıştırdım ve yedim. Oldukça doyurucuydu ve tadı da güzeldi. Sonrasında bu meyveler Kur’an’da geçtiğinden meyveleri sürekli yemeyi alışkanlık haline getirdim. Doyurucu oldukları için gün içinde çok şey yememeye başladım ve bir yıl içinde kırk kilo verdim.”
Esat Başaran Diyeti
Esat Başaran, çok kilolu hatta neredeyse obez başlangıcında biriyken Kur’an’daki Tin Suresinde üzerine yemin edilen 4 meyveyi yediğinden ve 1 yıl içinde 40 kilo verdiğinden bahsediyor. Bu surenin faziletine, yemin ettiklerine ve içindeki mucizelere dikkat çeken bir kitap yazan Esat Başaran diyet hikayesini şöyle anlatıyor:
“Bir gün Kur’an’ı incelerken Tin Suresinin 4 şey üstüne yemin ettiğini fark ettim. İncir ve zeytin tamamdı ama Sina Dağı ve Mekke şehri tam bir muammaydı. Sonra bu şehirlerin neyiyle ünlü olduğunu araştırdım. Sina Dağında üzerlik otu, Mekke şehrinde ise hurmanın ünlü olduğunu öğrendim. Hurmanın zaten birçok faydası biliniyor. Şekeri düzenlemede, kiloyu düzenlemeye yardımcı olmada ayrıca doyurucu olmasıyla biliniyor hurma. Üzerlik otu ise genelde insan ruhuna ve sinirine iyi gelen ilaçlarda, antidepresan gibi ilaçlarda kullanılıyor. Bu yüzden üzerlik otunun da insan vücuduna iyi geleceğini düşündüm. Yemin edilen bu 4 maddeyi bir kasede karıştırdım ve yedim. Oldukça doyurucuydu ve tadı da güzeldi. Sonrasında bu meyveler Kur’an’da geçtiğinden meyveleri sürekli yemeyi alışkanlık haline getirdim. Doyurucu oldukları için gün içinde çok şey yememeye başladım ve bir yıl içinde kırk kilo verdim.”
Esat Başaran, obezite yolunda olmasına rağmen Kur’an-ı Kerim sayesinde bu hastalığı yendiğini anlattıktan sonra rahatsızlığı olan ve manevi huzur arayan kişilerin dini kitaba yönelmesini de tavsiye ediyor.
Esat Başaran diyeti örneğinde olduğu gibi daha birçok kişinin hayatına rehberlik etmiştir Kur’an. Bir yüzyıl öncesinde birçok sinir ve ruh hastasının şifasında ilaç olarak kullanılıyordu. Hastalara vezinli Kur’an okunuşları yapılıyordu ve yine Kur’an eşliğinde hastalara su ve ney sesi dinletiliyordu. Ayrıca fiziki rahatsızlıkları olan kişilere de Müslüman ülkelerinde gerek hastanın ailesi gerekse sağlık çalışanları tarafından Kur’an okunduğu bilinmektedir. Okunma sesinin insanın kalp atışlarını düzene sokarak kişiyi rahatlattığı bilinir. Kur’an-ı Kerim’deki ayetlerin faziletleri hastalığı olanlar üzerinde böylelikle açığa çıkmaktadır.